Dünyanın dört bir yanında nam salmış olan
Taş Devri (The Flintstones) çizgi filminin detaylarından bahsedelim.
Taş Devri 1960 ve 1966 yılları arasında ABD kanalında tam
6 sezon oynayan bir çizgi filmdi. Ülkemizde ise özellikle
90'lı yıllarda oldukça popülerdi. Düzgün bir aile yapısı, sabit bir mesleği ve 60'lı yılların Amerika'sında sıkça bulunan şişman tipli bir işçiydi
Fred Çakmaktaş...
Arkadaşı
Barney Moloztaş ile kimi zaman iyi anlaşır kimi zamanda kavga edip birbirlerine küser ve uzun bir süre konuşmazlardı. Aynı taş ocağında çalışırlar ve fırsat buldukça
Bowling oynamaya giderlerdi. Eşlerini seven ve sadık birer koca olan bu iki arkadaşın evcil hayvanları bile vardı.
Ancak işler bu kadar masum değildi sanki? Yani sadece çocuklar için üretilmiş bir çizgi filmden bahsetmiyoruz. Amerika'da yayınlandığı saat
yetişkinlere yönelikti.
Fred sürekli ya
sigara içerdi ya da purosunu tüttürürdü. Hatta bu durum öyle bir boyuta gelmişti ki,
Winston sigarası bu çizgi filmin ilk sponsorları arasındaki yerini aldı. Film içeriğinde olmasa bile reklamlarda
Fred Çakmaktaş, Winston sigarasını büyük bir
keyifle içiyor ve
ona güvendiğini belli ediyordu. Böylece Amerikan işçi sınıfı da bu
düzene uyup, Winston marka sigara içerek
Fred'i destekler bir hal alıyordu.
Zaten dikkatli bakacak olursanız,
Fred Çakmaktaş; vergisini ödeyen, sendika üyesi, demokrat, sürekli kırmızı et tüketen ve tabi ki sigara içen,
dünyanın en güçlü ülkesinde yer almaktan mutluluk duyan,
kanunlara karşı gelmeyen ve
hükümetine güvenen bir kişiydi. Yani Amerika'nın tam da istediği tarzda bir vatandaş modeliydi. Altı sezon boyunca bu
fikir aşılandı.
Fakat bu sadece buz dağının görünen yüzüydü. Taş Devri'nde yaşayan bu iki arkadaşın (
Fred ve Barney) üye olduğu bir dernek vardı. Şapkasından da anlayacağınız gibi
Bufalo Derneği idi.
Masonik ilhamlı bir
kardeşlik cemiyeti desek daha doğru olur sanırım. Amerika'da ki orta ve alt sınıfı içeren bu dernekte
Fred ve Barney istediği kadar ucuz içki içebiliyor, diğer üyelerle kağıt oynayabiliyor ve eşlerinden ayrı kalarak kafalarını dinleyebiliyorlardı. Üyelerin birbirlerine işi düştüğünde (Devlet dairelerinde, banka işlerinde vs.) kolayca halledilmesi sağlanıyor ve en önemlisi bu localarda kendilerini evlerinden daha mutlu hissediyorlardı. En azından ucuz bira içebilecekleri bir yer...
Aynı yaşam tarzını günümüzde hala yayın hayatını sürdüren (24 sezon)
Simpsonlar çizgi dizisi ile devam ettirdiler. Yani kendilerine sorun çıkartmayacak gerçek Amerikan vatandaşı imajını benimsetmeye devam ettiler.
Simpsonlar konusu da bir başka yazımızda anlatırız artık...